Makaleler


1. GENÇ İŞÇİLER KURULTAYI

Yılar önce, İsveç Türk İşçi Dernekleri Federasyonunun düzenlediği onuncu yıl kutlamaları için davet edilenler arasında ben de vardım. Arlanda havaalanından Stockholm'ün merkezine doğru yol alırken bir yandan da beni karşılayan arkadaşlardan, gerek organizasyon, gerek Federasyon, gerekse İsveç hakkında bilgi almaya çalışıyordum.

Arkadaşlardan birisi, "Peki hocam, madem ilgilisiniz, biz de size bir soru soralım" dedi.

- "Sizce, 8 milyonluk İsveç'te sendika, dernek, parti gibi örgütlere üye olanların toplam sayısı kaçtır?"

- "Valla, bu kadar iddialı bir şekilde sorduğunuza göre, herhalde bir 5 milyon filan vardır," dedim bilgiç bilgiç.

- "Yok hocam," dediler gülerek, senin gibi geri kalmış bir ülkenin sözde aydını nasıl tahmin edebilir ki bunu zaten, der gibi, alaycı bir şekilde...

- "Bu ülkede örgütlü insan sayısı 36 milyondur üstad!"

Bir an düşündüm... Haa, evet; bir insan en az dört buçuk derneğe, sendikaya, partiye filan üye.

Yani sivil toplum örgütlenmiş. Böyle bir ülkede darbe marbe olur mu? Sıkar biraz. Polisin, askerin bile sendikası var. Polis sendikasının başkanı geldiğinde, Stockholm Emniyet Müdürü yerini veriyor. Yani sendikasını, bulunduğu makamdan daha fazla önemsiyor. Sendikası sayesinde kendisini iktidarın olası saldırılarından koruyabileceğinin farkında.

Bizde ise durum içler acısı. Kendisi de bir işçi çocuğu olan polisin dahi işçi eylemlerinde nasıl cop kullandığına bir bakın.

Ancak, ülkemizde işçiler bu konudaki geri kalmışlığımızdan kurtulabilmek için kararlı bir şekilde çalışıyorlar.

5 Kasım Pazar günü İstanbul Kartal'da, DİSK'e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası'nın düzenlediği 1. Genç İşçiler Kurultayı'na katıldım. Genel Başkan Adnan Serdaroğlu, Genel Sekreter Selçuk Göktaş, Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, Eğitim Sekreteri Celalet-tin Aykanat ve sayman Süleyman Türker'den oluşan yönetici kadrosuyla yaptığımız görüşmelerden sonra, Türkiye işçi sınıfının ulaştığı bilinç düzeyini, ülke sorunlarına ve bölgemizde yaşanan olaylara olan hakimiyetini görünce, çok heyecanlandım. Genç işçilere ve kadınlara yönelik çalışmalarına ise, hayran kaldım.

Kurultay'ın sonuç bildirgesinde altı çizilen okumanın önemi, bilinçlenmenin gereği, siyasallaşmanın zorunluluğu, İşçilerin Orta Doğu, Irak, ABD işgali gibi konulardaki yaklaşımları, Üniversite öğrencilerinin sendikalılaştırılmala-rı ile ilgili çalışmalar hakkındaki düşünceler, ülkemizin geleceğinin güvencesidir.

Bu noktada Mihneti'nin bir şiirini hatırlatmak isterim:

Terini aş eden emekçi gardaş / Yenilmez gücünü bilemiyorsun / Sen yalnız değilsin ben sana yoldaş / Bir türlü yerini bulamıyorsun.

Kışlada sen varsın koğuşlarda sen / Çilede sen varsın zor işlerde sen / Savaşta sen varsın barışlarda sen / Bir türlü hakkını alamıyorsun.

İnsan emeğidir öz hürriyeti / Gir insan içine gör o niyeti / Sen nasıl ozansın bre Mihneti / Özgürlük türküsü çalamıyorsun.

Tüm sıkıntılara, zorluklara rağmen sendikal mücadeleyi sürdüren değerli işçi arkadaşlarımı sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Her zaman, her koşulda emeğin, emekçinin yanında olduğumu bilmenizi isterim.



Ana Sayfa Biyografi Sanatçı Kimliği Makaleleri Foto Galeri Ziyaretçi Defteri İletişim
© Tolga Çandar 2014 | Her hakkı saklıdır | Bu sitede yer alan hiçbir bilgi izin almadan herhangi bir kaynakta yayınlanamaz.