Makaleler ZAMANIN GERİSİNE DÜŞMEK
- Hocam, sizi o kadar çok aradım ki... Hiçbir telefonunuza ulaşamadım. - İyi de, telefonlarımda sizin beni aradığınıza ilişkin bir kayıt göremedim. - Ha, evet... Telesekreter çıktı ama ben mesaj bırakmadım. O telesekreterde konuşan kadını sevmiyorum hocam, o yüzden... Telesekretere mesaj bırakmayı beceremiyorum demiyor da... Neden sevmesi gerekiyor ki telesekreterimi? Onunla akşam yemeğine çıkmayı, hatta evlenmeyi falan mı düşünüyor acaba? Yalnızca mesaj bırakacaksın hocam: Adım şu, şu nedenle aradım, telefon numaram da şu. O kadar!... • Uçak havalanmak için pistte hızlanmaya başlayınca herkeste bir sessizlik... Kimisi koltuğu kavramış, kimisi dua ediyor, kimisi gözlerini kapamış uyuyor havalarında... Kimisi çaktırmadan hostesleri inceliyor; tavırlarından her şeyin yolunda olup olmadığını anlamaya çalışıyorlar. Kendi aralarında konuşanlara acayip kıl oluyor diğerleri. Onların korkmamasından hoşlanmıyorlar. Hele bir de gülen, kahkaha atan birileri olursa, anında uyarılıyorlar. Gerçi gülen insana dayanamama özelliği uçak dışında da çok yaygındır ya... Neyse... Uçak kalkmadan cep telefonlarının kapatılması gerektiği, aksi halde uçuş güvenliğinin tehlikeye düşeceği kabin görevlileri tarafından duyurulur. Tüm uyarılara rağmen cep telefonuyla konuşmaya, mesaj çekmeye çalışanlar çıkar. Uyardığımızda da, "Yok be kardeşim, tehlikeli olduğundan filan değil; herkes konuşursa gürültü olur diye öyle söylüyorlar," türünden abuk sabuk gerekçeler öne sürerler. "Ya sabır!..." deyip hosteslere kolaylıklar diliyoruz. • Konser sonrası kulise yanında oğluyla gelen bir dinleyici, "Tolga amcası, şuna bir şey söyle; habire metal, rok mok gibi gürültülü müzikler dinliyor bu..." diyor. - "Sen ne dinlemesini istiyorsun?" diye soruyorum. - "Canım elbette türkülerimizi dinlesin istiyorum, ama dinleyen kim?..." Çocuk, "Tolga amca, ben türküleri seviyorum ve her türkü söyleyeni olmasa da, sizi ve birkaç kişiyi severek dinliyorum. Babam sürekli türkü dinlememi, başka hiçbir şey dinlemememi istiyor. Ama ben, Rock'ı, Pop'un bazı sanatçılarını da dinlemeyi çok seviyorum," diyor. Baba dudak bükerek, "Gürültüden başka bişey değil dinlediğin. Zaten insan çalmıyor ki o davulları falan; hep makine..." diyor. Hangisi daha çocuk acaba? Elinde bin beş yüz ytl'lik teknoloji harikası bir cep telefonu... - "Nedir özellikleri?" diye soruyorum. - "Valla ben anlamam, yeşile basıp gelen telefona cevap veriyom; aramak için de numarayı yazıp yeşile basıyom, o kadar..." - "İyi de neden o kadar para verdin ki cep telefonuna? Çok daha ucuz bir alet işini görür dü senin. - "Hocam, ineğimiz süt vermezse vermesin ama alayda güzel görünsün!..." • Teknoloji yaşamımıza bu kadar girmişken ondan uzak kalmak büyük yanlış olur. Madem biz önyargılarımızı kıramıyor, zamanı ya-kalayamıyoruz, bari bırakalım da çocuklarımız kendilerini kurtarsınlar. Diledikleri müziği dinleyemez, sevdikleri filmleri izleyemez-lerse, nasıl özgürleşebilirler ki?... Çocuklarımıza güvenmek gerek. Eski bir siyasetçinin deyimiyle: Bizim çocuklar işini bilir hocam!... |