Makaleler


TYS'DE NELER OLUYOR?

Dünyanın en sıcak bölgelerinden birinde yaşıyoruz. Yalnızca hava sıcaklığı değil bizi kaynatan; aynı zamanda bölgede tırmanan son olayların yol açtığı siyasal reaksiyonun ortaya çıkardığı ısı, sinir sistemimizi yanma noktasına getirdi.

İnsanlığın vahşi yaşamdan ayrılıp, içgüdüler yerine aklın egemen olduğu bir dünya yaratabilecek canlı türü haline dönüştüğünü sandığımız bir anda, böyle bir şeyin asla gerçekleşmeyeceğini, düş kurmanın gereği olmadığını en açık ve acı biçimiyle anlamış bulunuyoruz.

Bilimin çaresiz kaldığı bir noktada olduğumuzu düşünüyorum.

Reel politika dedikleri bu işte. Olması gereken ve olmasını istediklerimizle olanlar tamamen zıt. Bu durumda her gün yeni politikaların üretilmesi gerekiyor. Bildiğimiz kavramlar var olan durumu doğru analiz etmemizi engellememeli. Saplantılarımızın, duygusallıklarımızın bir tarafa bırakılmasının tam zamanıdır diye düşünüyorum.

Ülke bu denli sıcak bir dönemden geçerken aydınların, yurtseverlerin örgütlü bulundukları yapılar içinde, o yapıları koruyarak ayakta kalabilmeleri çok önemlidir. Dünyanın barış yanlısı örgütlü güçleri ile iletişim ve işbirliği içinde olmak, böylesi kritik dönemlerde son derece önemli ve gereklidir.

Bu gerçeği gören Aziz Nesin ve arkadaşları, ülkemizin saygın yazarlarını örgütlü bir yapı içinde bir araya getirmek ve bu yapı aracılığı ile aynı zamanda dünya entelektüelleriyle örgütlü bir ilişki kurup geliştirebilmek amacıyla, Türkiye Yazarlar Sendikası'nı (TYS) kurdular. Tüm Türkiye'de bölge bölge örgütlenen yazarlar, kendi bölgelerinde yaptıkları demokratik seçimlerle kendi yöneticilerini belirlediler. Bölgelerinden seçimle gelen delegeler de, yine demokratik bir seçimle üst yönetimi belirlediler.

Yirmi yıllık deneyimlerimden gördüm ki, uzmanlık kuruluşları demokrasi güçlerinin yurtdışındaki saygınlığı açısından çok önemlidir. İnsan Hakları Derneği, hukukçuların üst kurumları, sanatçıların, yazarların oluşturduğu kurumlar...

Bunlar o kadar önemlidir ki, bazı durumlarda ülkede olup bitenle ilgili hükümete değil de, bu yapılara başvurulur.

Ama, bu yapılar kendi içlerinde demokrasiyi askıya alır hale gelmişse; sözgelimi genel merkez yönetimi seçimle başa gelen bir bölge yönetimini, keyfi olarak görevden alıyorsa, hem içerde hem de uluslararası platformlarda hiçbir saygınlıkları kalmaz.

TYS genel merkez yönetimi, Metin Erten başkanlığında demokratik bir seçimle başa gelen İzmir Temsilciliği'ni görevden alırken, Aziz Nesin ve arkadaşlarının yarattığı TYS imajına büyük zarar vermiştir. Hele bir genel merkez yöneticisinin 'isteyen üye istifa edebilir, bu bizi hiç üzmez' sözü, Aziz ağabeyin kemiklerini sızlatmıştır. Yazıklar olsun.

Bölgemizden kaynaklanan olaylara karşı koyarken, TYS'nin demokrasi anlayışına nasıl güveneceğiz, bilemiyorum.

Bir ülkenin yazarları bunu yapacak duruma gelmişse, vay o ülkenin haline!...



Ana Sayfa Biyografi Sanatçı Kimliği Makaleleri Foto Galeri Ziyaretçi Defteri İletişim
© Tolga Çandar 2014 | Her hakkı saklıdır | Bu sitede yer alan hiçbir bilgi izin almadan herhangi bir kaynakta yayınlanamaz.