Makaleler BİR İNSANLIK AYIBI: VİZE
Avrupa'dan bir konser çağrısı geldiğinde, vize sürem bitmişse içimi bir sıkıntı basıyor ki... 'Kusura bakmayın, programım dolu' deyip geri çevirmek geliyor içimden ancak yurt dışında yaşayan insanlarımızın türkülerimize duyduğu özlemi düşününce, vazgeçiyorum. Sözde insan haklarına saygılı, gelişmiş, çağdaş Avrupalıların, oğlunu, gelinini, torunlarını bağrına basmak amacıyla birkaç günlüğüne Avrupa'ya gidebilmek için, vize başvurusunda bulunmaya çalışan yetmiş yaşındaki başı bağlı, elleri titreyen nineye karşı davranışlarını gören ve içinde azıcık vicdan duygusu olan hiç kimse dayanamaz. Yabancı konsolosluklarda görev yapan bazı Türk görevlilerin davranışları da, Avrupalı-larınkinden hiç farklı değil ne yazık ki... Yaşlı bir insana böyle davranmaya hiç hakları yok. Vizeleri batsın... Yurt dışındakilerin, ya iş yoğunluğundan, ya rahatsızlıktan, ya politik nedenler yüzünden ya da çocukların ve torunların sayısının fazlalığı nedeniyle gelemedikleri için gidiyordur buradaki garipler. Yoksa bu işkenceye niye katlansınlar ki? Bizim Dışişleri ise, yalnızca seyrediyor bu rezaleti. Bir tarihte sevgili İlyas Salman bu durumu protesto etmek için Fransa Büyükelçiliği önünde tepkisini koymuştu da, saygıdeğer© basınımız ve bazı sözde arkadaşlarımız Avrupalılara yalakalık yapmış ve İlyas'ı alkollü olmakla suçlamışlardı. Oysa İlyas içki içmiş bile olsa, her zaman onlardan daha ayık ve uyanıktır. Onlardan ve Avrupalılardan farklı olan yanı ise; içindeki insan sevgisini ve vicdan duygusunu hiçbir zaman kaybetmemiş olmasıdır. AHİM'nin, sanatçılardan vize alınmaması ile ilgili kararları olmasına rağmen vize istemeye devam ediyorlar. Hukuka ve insan haklarına saygılı Avrupalılar, nerdesiniz?... Heeey'...Erasmus baba!... Bir günlüğüne kalk gel de gör torunlarının insanlığını. Yeter artık bu ırkçı, nazi artığı Avrupalıların ve yerli işbirlikçilerinin saygısızlıkları. Her vize başvurusunda banka cüzdanlarımıza varana kadar isteyecekler, sonra da insan haklarına saygılı olmaktan söz edecekler, yok öyle şey!.. Bunların sanata, sanatçılara, kendileri gibi düşünmeyen hiç kimseye karşı saygıları yok. Ancak, Türkiye hakkında kötü şeyler söylersen, bir severler ki seni, sormayın... Seyahat özgürlüğünün önündeki vize engelini, halkımıza karşı uygulanan insanlık dışı davranışları ve bu konuya ilgisiz kalan tüm yetkilileri şiddetle ve nefretle kınıyorum. Geçen hafta sonu, güçlükle aldığım tek girişli 6 günlük vizeyle Hollanda'ya konser vermeye gittim. 'Sizi, Türkiye'ye dönüşünüzde görmek istiyoruz'diyen Hollanda Konsolosluğuna 'Ben döndüm, merak etmeyin, rahat olabilirsiniz' diye tekmil vermeye gideceğim bugünlerde. Bunların Thomas diye bir tarım ateşeleri (görevi her neyse) vardı. Komşu evde kiracıydı. Kedisi bizim çatıya kaçtı diye gece saat 02:3o'da uyandırmıştı bizi. Küçük oğlum nasıl paniklemişti korkudan. Evimizin içinden, ağlayan oğlumu dahi umursamadan çatıya çıkıp kedisini almıştı da, gecenin o saatinde rahatsız ettiği için özür bile dileme gereği duymamıştı.. Keşke vize almadan eve sokmasaymışım... Rotterdam Belediyesinde iki dönem meclis üyeliği yapan sevgili Orhan Bayraktar ve eşi Ayşe'ye, Sahne Sanat Kurumu'nun yöneticileri sevgili Ali Develioğlu, Talat Şen ve diğer dostlara, bu üç günlük gezi sırasında bana ve oğluma gösterdikleri yakınlıktan dolayı teşekkür ederim. (Değerli ozan Ali Ekber Çiçek ağabeyi kaybettik. Halk Müziği severlerin ve ailesinin başı sağ olsun. Anısı önünde saygı ile eğiliyorum.) |