Makaleler MAUSOLEUM BİZİMDİR
Tam da olayların akışından bunalmış, her şeyden sıkıntı üretir bir duruma gelmiştim ki, aldığım bir haber keyfimi yerine getirmeye yetti. Neyse ki, az da olsa insanın içini aydınlatan, yurdumuzdan, insanımızdan hiçbir zaman umudu kesmemek gerektiği düşüncesini destekleyen şeyler de oluyor ülkemizde. Bizden önce bu topraklar üzerinde yaşamış uygarlıklara yaklaşımda iki görüş etkilidir. Birincisi; 'tüm bu mirasın sahibi biziz, hangi uygarlığın eseri olursa olsun onu korumak ve bizden sonraki kuşaklara sağlam bir şekilde ulaşmasını sağlamak görevimizdir' diyen görüştür ki, bu bizim de doğru olduğunu düşündüğümüz yaklaşımdır. İkincisi ise; Türk ve İslam sanatından izler taşımayan hiçbir uygarlığa yaşam hakkı tanımayan, eski uygarlıklardan kalan kalıntıları 'mekruh' sayan ve yok edilmesinde bir sakınca görmeyen görüştür ki, Anadolu Uygarlıklarından geriye kalanların yağmalanmasına bilerek ve isteyerek göz yuman bir anlayıştır. Bu ikinci görüşe sahip Osmanlı üst düzey yöneticileri, Bodrum'un dünyanın 7 harikasından biri sayılan ve Karya Kralı Mausellos'un ölümünden sonra, kızkardeşi Artemisia ile karısının kendisi için yaptırdıkları Mausellous Tapınak Mezarını, "Uygar İngilizlere" hediye(!) etmekte bir sakınca görmemişlerdir. Birinci görüşün savunucuları olan biz ise, İngilizlerin bu davranışının bir "Adi Hırsızlık Vakası" olduğunu, uygarlıkla hiçbir ilgisinin olmadığını, bunu yapan İngilizlerin davranışları ile, Afganistan'da güzelim Buda heykellerini bombalayan Taliban militanlarının davranışlarının hiç bir farkı olmadığını düşünüyoruz. Ben konser vermek, eşim de karikatür sergisi açmak için gittiğimiz İngiltere'de Biritish Mu-seum'u gezerken, Mausolleum ile Likya Kral Mezarı'nın önüne geldiğimizde gözyaşlarıma hakim olamadım. Henüz 6 yaşındaki oğlumuz Karya, "Baba, neden ağlıyorsun?" diye sordu. "Oğlum, bu yapı, sana adını verdiğimiz uygarlığın Kral'ına aittir ve şu anda olması gereken yer burası değil, memleketimiz olan Bodrum'daki boş duran yeridir. İngilizler onu bizden çaldılar. Onun için üzülüyorum yavrum" dedim. Karya ise, "O zaman biz de bunu çalan İngilizleri polislere şikâyet edelim baba, sen ağlama" demişti. Sonunda, yazımın başında da söz ettiğim gibi, Bodrum Belediyesi, Alternatif Sinema ve Bodrum Sanatçılar Birliği'nden oluşan bir platform, Kültür Bakanlığı'nı harekete geçirerek, Mausoleum'un ait olduğu yere geri getirilebilmesi için bir imza kampanyası başlattılar. Anadolu Uygarlıkları aşığı Remzi Kaymaz'ın büyük emek verdiği bu girişimi kutluyor ve destekliyorum. Bergama Belediyesi eski başkanı sayın Sefa Taşkın ile dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağ-lar'ın Bergama Sunağı için verdikleri mücadeleyi saygı ile anımsıyor ve bu konudaki girişimlerin çoğalmasını diliyorum. Osmanlı üst düzey yöneticileri ile aynı kafa yapısına sahip olanların verdikleri kararlarla sahillerimizin yağmalamaya girişenleri protesto eden Bodrum'lu tekneci dostlarımla beraber olmayı çok işiyordum. Ancak, Hollanda konserleri nedeniyle aralarında olamasam da yüreğim ve aklım onlarla. Rüzgarınız kolayına, pruvanız neta olsun dostlarım. |